top of page

Kütüphane'nin Sessizliği - Rusça Hikaye

Güncelleme tarihi: 1 gün önce

Kütüphane'nin Sessizliği - Rusça Hikaye

Тишина Библиотеки

Каждый день после школы я заходил в библиотеку. Не потому что нужно было, а потому что хотелось. Там было по-особенному тихо. Не как дома, не как в классе — там тишина дышала. Она не давила, а наоборот, обнимала.

Я выбирал стол у окна. Иногда приносил с собой тетрадь, иногда просто смотрел на полки. Не всегда читал. Иногда просто сидел. В этой тишине что-то становилось яснее.

Однажды я заметил, как пожилая женщина листает старую книгу. Она делала это так аккуратно, будто держала что-то драгоценное. Мы не говорили. Но я вдруг понял: здесь люди не одиноки. Здесь у каждого — свой диалог. С книгой, с собой, с прошлым.

В библиотеке никто не спрашивал, зачем ты пришёл. Никто не торопил. Там время текло иначе. Я начал записывать мысли, которые приходили только там. Короткие строки, без начала и конца. Но в них было больше смысла, чем во всех сочинениях.

Иногда библиотекарь ставила чайник в углу. И запах чая смешивался с запахом бумаги. Это был самый настоящий покой. Тишина там не означала пустоту. Она была наполнена ожиданием.

Теперь, когда вокруг шум, я вспоминаю ту тишину. Не потому что скучаю, а потому что знаю: тишина — это не отсутствие звука. Это присутствие себя.


Tişina Biblioteki

Kajdıy den’ posle şkolı ya zaşodil v biblioteku. Ne potomu çto nujno bylo, a potomu çto hotelos’. Tam bylo po-osobennomu tiho. Ne kak doma, ne kak v klasse — tam tişina dışala. Ona ne davila, a naoborot, obnimala.

Ya vıbiral stol u okna. Inogda prinosil s soboy tetrad’, inogda prosto smotrel na polki. Ne vsegda çital. Inogda prosto sidel. V etoy tişine çto-to stanovilos’ yasnee.

Odnajdı ya zameçil, kak pojilaya jensçina listaet staruyu knigu. Ona delala eto tak akuratno, budto derjala çto-to dragotsennoe. My ne govorili. No ya vdrug ponyal: zdes’ lyudi ne odinoki. Zdes’ u kajdogo — svoy dialog. S knigoy, s soboy, s prošlım.

V biblioteke nikto ne sprashival, zachem ty prişol. Nikto ne toropil. Tam vremya teklo inaçe. Ya naçal zapisyvat’ mısli, kotorye prihodili tol’ko tam. Korotkiye stroki, bez naçala i kontsa. No v nih bylo bol’şe smısla, çem vo vseh soçineniyah.

İnogda bibliotekar’ stavila çaynik v uglu. İ zapah çaya smeşivalsya s zapahom bumagi. Eto byl samıy naçtoyaşçiy pokoy. Tişina tam ne oznachala pusto­tu. Ona byla napolnena ojdaniyem.

Teper’, kogda vokrug şum, ya vspominayu tu tişinu. Ne potomu çto skuçayu, a potomu çto znayu: tişina — eto ne otsutstviye zvuka. Eto prisutstviye sebya.


Kütüphane'nin Sessizliği

Her gün okuldan sonra kütüphaneye uğrardım. Gerekli olduğundan değil, içimden geldiği için. Orada sessizlik başkaydı. Ne evdeki gibi, ne sınıftaki gibi… Oradaki sessizlik nefes alırdı. Rahatsız edici değil, sarıp sarmalayıcı bir sessizlikti.

Cam kenarındaki masayı seçerdim. Bazen defter getirirdim, bazen sadece raflara bakardım. Her zaman okumazdım. Bazen sadece otururdum. O sessizlikte bazı şeyler daha net olurdu.

Bir gün yaşlı bir kadının eski bir kitabı çevirdiğini fark ettim. Öyle nazikçe yapıyordu ki, sanki paha biçilmez bir şeyi tutuyordu. Hiç konuşmadık. Ama anladım: burada kimse yalnız değildi. Herkesin kendine ait bir diyaloğu vardı — kitapla, geçmişle, kendisiyle.

Kütüphanede kimse neden geldiğini sormazdı. Kimse acele ettirmezdi. Zaman başka akardı. Sadece orada gelen düşünceleri yazmaya başladım. Başlangıcı ve sonu olmayan kısa satırlar… Ama onların içinde yazdığım tüm kompozisyonlardan daha çok anlam vardı.

Bazen görevli köşede bir çaydanlık koyardı. Çay kokusu, kitap kokusuna karışırdı. O, en gerçek huzurdu. Sessizlik orada bir boşluk değil, bir bekleyişti.

Şimdi etrafım gürültüyle dolu olduğunda, o sessizliği hatırlıyorum. Özlediğimden değil… Orada öğrendim ki: sessizlik, sesin yokluğu değil, insanın kendini duymasıdır.


Şimdi Öğrenme Zamanı!

Русский

Okunuşu

Türkçesi

тишина

tişina

sessizlik

библиотека

biblioteka

kütüphane

книга

kniga

kitap

окно

okno

pencere

записывать

zapisyvat’

yazmak, not almak

дыхать

dıhat’

nefes almak

чувство

çuvstvo

his, duygu

прошлое

prošloe

geçmiş

обнимать

obnimat’

sarmak, kucaklamak

ожидание

ojdaniye

bekleyiş


Comments


bottom of page